Bana Beni Anlat

30'lu yaşlarının başındaki Çınar, ailesiyle birlikte geçirdiği korkunç bir trafik kazasından hayatta kalan tek kişidir. Ancak bu kazanın bıraktığı hasar, sadece bedensel değildir. Aldığı darbeler nedeniyle, travmaya bağlı özel bir demans türüne yakalanan Çınar'ın geçmişiyle olan tüm bağı kopar. Hastalığının en tuhaf etkisi ise, bilinçaltının okuduğu veya izlediği şeylerden etkilenerek, her güne yeni bir kimlikle uyanmasıdır.

Bir sabah tutkulu bir itfaiyeci olarak yangın söndürme planları yaparken, ertesi sabah kendini cemaatine vaaz vermeye hazırlanan bir imam olarak bulabilir. Hayatı, her gün yeniden başlayan bir tiyatro oyununa dönüşmüştür. Kazadan sonra amcasının yanına taşınan Çınar'a bu zorlu süreçte destek olması için bir yardımcı aranır.

Bu işe başvuran kişi ise hemşirelik mezunu olan ancak en büyük hayali oyuncu olmak olan Öykü'dür. Hayallerine bir türlü ulaşamayan ve paraya sıkışan Öykü, bu sıra dışı işi istemeyerek de olsa kabul eder. Böylece, her gün farklı bir rol yapması gereken, öngörülemez bir dünyaya adım atar.