Kosmos, zamanın ve mekânın belirsiz olduğu, sürekli kar altındaki bir sınır kasabasına gelen gizemli bir adamın hikâyesini anlatıyor.
Dağlardan, sanki birilerinden kaçar gibi gelen gizemli Kosmos, zaman dışı bir sınır şehrine adım atar atmaz nehirde boğulan bir çocuğu kurtararak "mucize yaratan" olarak kabul görür. O, ne yer ne uyur, sadece şekerle beslenir ve ağaçlara kuş gibi tırmanır. Kosmos'un tek amacı: Aşkı bulmaktır.
Ancak şehre gelişiyle birlikte küçük dükkan soygunları baş gösterir. Mucizeler ve soygunlar birbirini kovalarken, şehirliler onun iyileştirme gücünü keşfeder. Kosmos, kurtardığı çocuğun ablası Neptün ile tuhaf bir bağ kurar. Ancak talihsiz olaylar silsilesi, herkesin ondan uzaklaşmasına neden olur. Çaresiz kalan Kosmos, şehre geldiği gibi, ağlaya ağlaya, kaçarak gider. Peki Kosmos, bir kahraman mı, yoksa bir hırsız mıydı? Gerçek neydi?