Tarih 1942. İkinci Dünya Savaşı'nın en sıcak dönemleri yaşanmaktadır. Yüzlerce Avustralyalı askeri taşıyan bir savaş gemisi, Timor Denizi'nin tehlikeli sularında seyrederken göreve gitmektedir. Her şey normal seyrindeyken, aniden gökyüzünde beliren Japon savaş uçakları cehennemi başlatır. Birkaç dakika içinde gemi bombaların hedefi olur ve denizin yüzeyi metal enkazlar, alevler, petrol ve kanla kaplanır.
Gemileri gözlerinin önünde batan ve sulara gömülen bir grup asker, hayata tutunmak için son bir çabayla enkaz parçalarından derme çatma bir sal inşa eder. Okyanusun ortasında, yardımdan ve umuttan uzakta yapayalnız kalmışlardır. Hayatta kalabilmeleri için tek şansları, aralarındaki anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp birlikte hareket etmeleridir.
Ancak askerlerin asıl ve en korkunç mücadelesi henüz başlamamıştır. Saldırıdan suya yayılan kan kokusu, derinliklerdeki ölümcül bir avcıyı onlara doğru çekmiştir: dev bir büyük beyaz köpekbalığı.
Artık bu bir avuç asker için iki büyük düşman vardır: bir yanda açlık, susuzluk ve acımasız okyanus koşulları, diğer yanda ise onları birer birer avlamak için salın etrafında pusuya yatmış olan amansız bir katil. Savaşın ortasında başlayan bu yeni mücadele, insan iradesinin doğanın vahşi gücü karşısındaki en çaresiz anlarına tanıklık ettirecektir.