Tamer, 12 yıllık eşi Yeşim ve 10 yaşındaki biricik kızları Defne ile herkesin imreneceği, sevgi dolu bir aileye sahiptir. Her yaz olduğu gibi, bu yaz da tatillerini geçirmek üzere huzurlu yazlık evlerine gelirler. Ancak bu tatil, geçmişin kanlı gölgelerinin üzerlerine çökeceği, hayatlarının en büyük kabusunun başlangıcı olacaktır.
Her şey, 10 yaşındaki Defne'nin bahçede toprağı eşeleyip çıkardığı böcekleri garip bir iştahla yemesiyle başlar. Tamer, başta bunun bir çocuk merakı veya psikolojik bir sorun olduğunu düşünse de, Defne'nin davranışları giderek daha tuhaf ve ürkütücü bir hal alır. Geceleri bilinmeyen bir dilde fısıldamalar, duvarda beliren garip semboller ve Defne'nin doğaüstü güçler sergilemeye başlaması, Tamer'ı çaresiz bir arayışa iter.
Bu arayış, Tamer'ı, 12 yıldır hayatını paylaştığı karısı Yeşim'in hiç bilmediği, gizemli ve karanlık kökenlerine götürür. Yeşim'in aslında cinler alemiyle derin bir kan bağı olan bir aileden geldiğini ve bu karanlık mirastan kaçmak için normal bir hayat kurduğunu öğrenir. Ancak Defne'nin 10 yaşına basmasıyla, toprağa gömülü olan bu lanet yeniden uyanmıştır.