Bernard, dünyanın en şanssız ve sakar gizli ajanı olarak tanınır. Yaptığı hatalar yüzünden teşkilattaki tüm itibarını kaybetmiştir ve eski günlerdeki tanınırlığını yeniden kazanmayı her şeyden çok istemektedir.
Bu amaçla, kimsenin haberi olmadan, son derece önemli bir Mars görevine gizlice sızar. Planı, bu görevde büyük bir başarıya imza atarak kendini kanıtlamaktır. Ancak Mars'a vardığında işler, Bernard'ın sakarlığı sayesinde yine kontrolden çıkar.
Beklenmedik bir kaza sonucu Bernard, Mars'taki gizemli ve bilinmeyen bir yeraltı dünyasına girer. Burada, görevi gereği yakalaması gereken "Marslı canavar" ile karşılaşır. Ancak bu canavarın aslında korkunç değil, dost canlısı ve sevimli olduğunu fark eder. İkili arasında hızla güçlü bir dostluk bağı kurulur.
Bernard, şimdi hayatının en zorlu sınavıyla karşı karşıyadır: Bir yanda ajanlık onurunu kurtarmak için görevini yerine getirme zorunluluğu, diğer yanda ise yeni edindiği bu masum Marslı arkadaşına ihanet etme fikri. Bernard, bu eşi benzeri görülmemiş sınavda doğru kararı vermek zorundadır.