Gaby, hayatını zorlukla idare eden genç bir kadındır. Bir yandan yedi yaşındaki enerjik oğlu Leo'ya, yatağa bağlı hasta annesine ve intihar eğilimleriyle nam salmış horozu P-O'ya bakarken, bir yandan da geçimini sağlamak için yerel bir otelde temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Tüm bu sorumlulukların altında ezilen Gaby'nin kendine ait, özenle baktığı nadir tavuklarının olduğu kümesi, onun dünyadaki tek sığınağıdır.
Ancak bu kırılgan denge, bir gün gökyüzünden gürültüyle inen bir sıcak hava balonuyla tuzla buz olur. Balonun kibirli ve küstah pilotu, doğrudan Gaby'nin kümesine düşer ve kazanın ardından tam da yan evdeki boş eve yerleşir. Bu davetsiz misafir, sadece Gaby'nin tavuklarını değil, aynı zamanda bastırdığı tüm duyguları ve aile içindeki gizli çatışmaları da havaya uçurur.
Başlangıçta Gaby ve baloncu arasında tam bir zıtlaşma yaşanır. Gaby, düzeninin bozulmasından ve adamın sorumsuzluğundan rahatsızken; baloncu, Gaby'nin katı ve mesafeli tavırlarına anlam veremez. Ancak aralarındaki buzları eriten kişi, Gaby'nin oğlu Leo olur. Baloncunun Leo ile kurduğu sıcak ve eğlenceli bağ, Gaby'nin de yavaş yavaş gardını indirmesine neden olur.
Yaz boyunca, bu üçlü arasında beklenmedik bir aile dinamiği oluşur. Ancak baloncunun, Gaby'nin ördüğü duvarları aşarak ona duygusal olarak fazla yaklaşması, Gaby'nin geçmiş travmalarını tetikler. Korkuya kapılan Gaby, kendini yeniden kabuğuna çeker. Bu durum, en çok aralarındaki bağı bir umut olarak gören oğlu Leo'yu hayal kırıklığına uğratır.