En fanfare

Film, aldığı lösemi teşhisi ve ardından gelen evlatlık gerçeğiyle hayatı altüst olan ünlü orkestra şefi Thibaut'nun, hiç tanımadığı biyolojik kardeşi Jimmy'yi bulma ve onunla arasındaki bağı onarma hikayesini konu alıyor.

Thibaut, prestijli bir orkestranın saygın şefi olarak mükemmel bir hayat sürmektedir. Ta ki bir gün, aldığı lösemi teşhisiyle hayatı altüst olana dek. Hastalığıyla yüzleşirken yaptırdığı DNA testi, onu daha da büyük bir şokla sarsar: Aslında evlatlık olduğunu öğrenir.

Ard arda gelen bu beklenmedik ifşalar, Thibaut'yu sadece kendi kimliğini değil, aynı zamanda hayatının tüm gerçeklerini sorgulamaya iter. Kim olduğunu ve nereden geldiğini öğrenmek isteyen Thibaut, biyolojik ailesinin izini sürmeye başlar.

Bu arayış onu, kendisinden çok farklı bir dünyaya, küçük bir kasabaya götürür. Orada, bir fabrikada işçi olarak çalışan ve kasaba bandosunda trombon çalan biyolojik kardeşi Jimmy'yi bulur. Thibaut'nun zarif ve sofistike dünyası ile Jimmy'nin mütevazı ve içten yaşam tarzı, ilk başta büyük bir kültürel şok yaratır.

İki kardeş, tanımadıkları bir geçmişin ve farklı yetiştirilme tarzlarının getirdiği zorluklara rağmen, aralarındaki kan bağını ve yılların boşluğunu doldurmaya çalışır. Thibaut'nun hastalığı ve ortak kökenleri, onları bir araya getiren bir katalizör olur.