Oğlunu kaybettikten sonra, bir adam derin bir yas ve suçluluk duygusuyla boğuşmaya başlar. Bu travmanın ardından, kendisine ürkütücü derecede benzeyen, karanlık ve gölgeli bir figür, hayatının her köşesinde karşısına çıkarak onu rahatsız etmeye başlar. Bu gölgeli varlık, sadece bir halüsinasyon mu, yoksa geçmişten gelen gerçek bir musallat mı olduğu belirsizliğini korur.
Gerçeklik ile hayal arasındaki çizgiler giderek bulanıklaşırken, bu karanlık güç adamın geçmiş hayatına müdahale eder, acı dolu anıları yeniden yaşatır ve onu deliliğin eşiğine sürükler. Bu rahatsız edici etkiden kurtulmak ve hayatını geri kazanmak için, adam, onu bugüne kadar rahatsız eden olaylarla ve kendi içindeki şeytanlarla yüzleşmek zorunda kalır.